,

1910 Hayırsız Ada Sürgünü

Yüzyıllardır süren barışçıl beraberlik köpekleri İstanbul sakinlerinin yaşamının ayrılmaz bir parçası haline getirmişti. Şehrin insanları onlarla yan yana yaşadılar ve onlara gayet iyi baktılar. Ancak yaşanan birtakım olay nedeniyle bazı zamanlarda köpekler İstanbul’dan sürgün edilmişlerdir. Çeşitli zamanlarda köpekleri imha etmeye yönelik girişimler olmuştu. Örneğin 19. yüzyılın başlarında, Sultan II. Mahmud döneminde köpekler bir İngiliz’e saldırarak öldürmüştü. Bunun üzerine padişahın köpekleri Marmara denizinde ıssız bir adaya nakletmesine dair buyruğu kötü hava koşulları ve sert rüzgarlar nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Halktan gelen baskı padişahın emrini geri çekmesine neden oldu.


1910 yıllarına gelindiğinde İstanbul sokakları bir cümbüş yeriydi. Artık bu modern sokaklarda köpeklere yer yoktu. En kısa yoldan bu köpeklerden kurtulmak gerekiyordu. Çoğu kişi köpeği doğumun geri kalmışlık simgesi olarak görüyorlardı. Ne yapılıp edilip bu hayvanlardan kurtulmak gerekiyordu. Bu süreçte belediye ilk olarak sokaktan işsiz güçsüz serserileri toplamıştı. Ellerine tahtadan birer kapan verildi. Böylece İstanbul sokaklarında amansız bir kovalamaca başlamıştı. Boyunlarından, kulaklarından gelişigüzel yakalanan köpekler tahtadan yapılmış kafeslerin içine tıkılıyordu. Bir grup insan Ayasofya meydanında toplanarak bu durumu protesto ettiler. Olayın büyüyeceğini düşünen belediye yetkilileri köpekleri Sivri Ada’ya sürme karan aldılar. Köpekler balık istifi bir şekilde gruplar halinde adaya taşındı. Zavallı köpekler adaya çöp poşeti gibi fırlatıldılar. Sert kayalara çarpmanın verdiği acıyla iç acıtan bir biçimce inlediler.


Adada köpeklerin durumu içler acısıydı Köpekler ölen arkadaşlarının cesetlerinden açlıklarımı bastırmak için parçalar koparıyorlardı. Çorak, yalçın bir kayalıkta 80 bin köpek birbirlerinin gözüne baka baka ölümü bekledi. Etleri vücutlarından ayrılan köpeklerin çığlığı, susuzluktan uluyan köpeklerin feryadı İstanbul’da yankılandı Bir süre geçtikten sonra İstanbullular uluma ve feryat seslerine alışmıştı Artık ağlamaları olağan karşılanıyordu. Ada tamamen ceset tarlasına döndüğünde Fransız bir girişimci adaya yerleşti.


Köpekleri cansız bedenini Marsilya’ya göndermek üzere deri, kemik tozu ve yağ olarak paraya dönüştürdü. İstanbul’un koruyucu melekleri, doğumun ve dolayısıyla batıya göre İslam kültürünün simgesi olan bu köpekler artık yoktu. Bu dilsiz varlıklar motor yağı, sabun ve gübre olmuşlardı. Köpekler İstanbul sokaklarında toplanıp günahsız yere adaya sürgün edilirken normal halk bunun günah olduğunu, ileride bunum felaketlere yol açacağımı biliyorlardı. Sonunda o lanet 1912 yılında deprem olarak geldi. Büyük deprem köpeklerin ahına, günahına bağlandı. Adamın adı da Hayırsız Ada oldu. Resmi kayıtlarda hala Sivri Ada diye geçse de orası bizim dilimizde hala Hayırsız Ada’dır. Hayırsız Ada 80 bin köpek kardeşimizin mezarıdır.


KAYNAKÇA


https://www.academia.edu/11137190/%C4%B0stanbul_da_1910_da_Ger%C3%A7ekle%C5%9Fen_B%C3%BCy%C3%BCk_K%C3%B6pek%C4%B0%C3%A2f%C4%B1_Bir_Mek%C3%A2n_%C3%9Czerinde_%C3%87eki%C5%9Fme_Vakas%C4%B1_
https://www.academia.edu/7270861/Hays%C4%B1z_Adalar%C4%B1n_Dili_Olsa
https://www.haytap.org/tr/goezyalamza-hakim-olamayacanz-gercek-bir-suerguen-18-maddede-hayrsz-ada-katliam

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir